Nâzım Hikmet’in oğlu Mehmet Hikmet anısına düzenlenen ve 2- 11 Eylül 2022 tarihleri ortasında gerçekleşen kampın sonunda iştirakçiler bu yılki tartışma mevzuları olan iklim krizi ve akademik özgürlük/üniversite özerkliği üzerine Nâzım Hikmet’in özgürlük anlayışından ilham alarak manifesto yayınladı.
Van, Kilis, İstanbul, Trabzon, Konya, Ankara üzere Türkiye’nin farklı yerlerinden gelen 18-25 yaş kümesindeki 20 gencin katıldığı kamp Gündüz Vassaf, Adalar Vakfı ve Toplum Gönüllüleri Vakfı işbirliğiyle yapıldı.
Gençler İğneada’da çadırlarda konakladıkları, ÖTE ismi verilen ve ormanın içindeki yerlerinde, tabiata hürmet temelli, gücünü güneşten, suyunu kaynaktan ve besinini kendi toprağından sağlayan alanda dokuz gün boyunca Sabahattin Ali’yi de andıkları Longöz ormanları’nda ağırladıkları konuklar ve bahisleri: Prof. Dr. Utku Perktaş ve Önder Sinav’la kuş gözlemciliği, biyoçeşitlilik ve iklim krizi, Ömer Madra’yla “Ne Yapabiliriz”, Change4Trust’dan Dr. Duru Uslu’yla “Yeni Bir Dünya Modeli Olarak Tüketim ve Üretimi Birleştiren Tüketim Ekonomisi” kavramı, Boğaziçi Üniversitesi’nden Prof. Taner Bilgiç ile “Türkiye’de 12 Eylül’den beri unutulan üniversitede özerklik ve akademik özgürlük”, İbrahim Betil’ de katıldığı Toplum Gönüllülerin “Toplumsal Cinsiyet” atölyesi, Haluk Oral’la “Nâzım Hikmet ve Matematik ve Edebiyat” söyleşisi, Doğal Hayatı Müdafaa Derneği WWF yöneticilerinden Dr. Nilay Örnek’le “Gezegenimizin Geleceğinde Farklı Seçimler” konuşması, Buket Uzuner’in dörtlemesi’nden Su kitabı bağlamında etraf sıkıntıları sunumu, Ecinniler edebiyat dergisi yöneticilerinden Gökhan Arslan ile “Ekolojik Bir Edebiyat mümkün mü?” atölyesi, ve Sibel Oral, “İşitiyor musun Memet” kitabı üzerinden Mehmet Nâzım ve Nâzım Hikmet üzerine konuşmasında sık sık Gündüz Vassaf’a da bıraktığı, gençlerin kendi baba-oğul tecrübelerini aktardıkları his yanı ağır basan bir bir oturumla Mehmet Nâzım anısına düzenlenen kamp son buldu.
2022 İğneada Nâzım Hikmet Kampı manifestosu
I.
”Üniversite özerkliği ve akademik özerklik üniversitenin olmazsa olmazıdır.
12 Eylül ve YÖK’ten beri Türkiye’de totaliter dayatmayla yok edilen üniversite kapı kulluğunda bir kuruma dönüşmüştür. Türkiye üniversitelerine özerklik sağlayacak bir çerçeve yasasının gerekli çevreler tarafından kırk küsur yıldır lisana getirilmemesini ibret verici buluyoruz.
Kaliteli eğitim için yurt dışına gitmek yerine, ülkemiz üniversitelerinde eğitim almak ve geleceğimizi kurmak istiyoruz. Tüm dünyada kabul gören Lima Bildirgesi ile garanti altına alınmış haklarını barışçıl protestolarla savunan akademik etrafın ve bildirgenin ardındayız.”
II.
”İklim ve biyoçeşitlilik kriziyle yüzleştiğimiz şu periyotta gezegenimizde tüm canlılar yok oluşla karşı karşıyadır. Hayatı değil kendi kârını düşünen dünyanın en varlıklı %1’lik kesiti göz nazaran göre bizleri, diğer cinsleri ve gezegenimizi mevte sürüklemektedir.
Yalnızca insan refahını düşünen ve insanı tüm canlı cansız varlıkların üzerinde konumlandıran çeşitçi zihniyetin kurduğu bu sistem çökmüştür. Paris İklim Muahedesi yerine getirilmeli, fosil yakıt kesiminin güç sistemleri üzerindeki hâkimiyetini sonlandırılmalı, 2030’a kadar tüm fosil yakıtları yerin altında bırakılmalı, 1.5 derece hududunun aşılmaması için tüm ülkeler kömürden başlayarak yeni termik santral kurmama kelamı vermelidir. İklimin değil sistemin değişmesi gerektiğini söylüyoruz. 23 Eylül Cuma Fridays For Future memleketler arası gençlik hareketi dünyanın her yerinden genci iklim için okul grevine çağırıyor. Daima birlikte “Kâr Değil Yaşam” diyelim.
23 Eylül Cuma Fridays For Future memleketler arası gençlik hareketi dünyanın her yerinden genci iklim için okul grevine çağırıyor.” Hep bir arada “Kâr Değil Yaşam” diyelim.”