Eğer bir defa bile olsa tenis müsabakası seyrettiyseniz oyuncuların servis kullanmadan evvel top toplayıcılardan 3-4 tane top aldıklarını görmüşsünüzdür. Bu toplardan ekseriyetle iki adedini seçiyorlar. Birisiyle servis kullanırken başkasını ise ceplerine koyuyorlar. Pekala ya tenisçiler kendilerine verilen topları nasıl seçiyor? Hangi topları beğenmeyip değiştiriyorlar?
Bu soruların yanıtlarının hepsi içeriğimizde!
Tenis maçlarında birçok atletin farklı ritüelleri olduğunu görürsünüz. Rafael Nadal mesela… Servis kullanmadan evvel şortunu düzeltir, omuzlarını düzeltir, burnuna ve kulaklarına dokunur.
Bazı tenisçiler servis kullanmadan evvel raketiyle sektirirken, kimileri da eliyle sektirmeyi tercih eder.
Fakat neredeyse hepsinin ortak olarak yaptığı bir şey var: Top toplayıcılardan aldıkları 3-4 top ortasında birisini seçmek.
Top toplayıcılar tenisçilere istedikleri kadar top verir ve atletlerin içlerinden birisiyle servis kullanır, bir adedini de cebine koyar.
Bu seçimin arkasında yatan sır ise topların üzerindeki tüylerle alakalı. Birinci serviste tenisçiler süratli bir vuruş yapmak için en az tüye sahip olan, en derli toplu topu seçerler.
İlk serviste risk alınabilir. O yüzden topa süratli vurmak kıymetlidir. Pekala birinci serviste yanılgı yapılırsa ne olur? Bu defa top seçiminde de kriter değişiyor.
İkinci serviste çift yanılgı yapmamak için bu kere tenisçiler daha fazla tüylenmiş topları seçerler. İkinci serviste yanılgı yapmamak birincisine nazaran çok daha değerlidir.
Daha az tüylenmiş toplar daha süratli ve denetimi güç olurken, tüylenmiş ve kullanılmış toplarda sürat yavaşken denetim fazladır.
Artık tenis maçlarını daha şuurlu bir biçimde izlerken havamızı atabiliriz?
